Saygıdeğer Kardeşlerim ;
Türkiye’de cinsellik denilince aklımıza önce farklı şeyler gelir. Mesela ‘’ Sapık, Namussuz, İğrenç konu, Bir anda kabaran utanma duyguları vs ’’ gibi, aptalca düşünceler ön plana çıkar..
Oysaki gerçekten kendimizi aldatıyoruz ve aslında bunun da farkındayız. Hele hele böyle bir konu, toplum içerisinde veya arkadaşlar arasında dile getirildiği zaman, tamamen bir NAMUS abidesi kesilip konuyu kapatmaya veya çarpıtmaya çalışırız. Çünkü O ortama öyle bir süs vermek zorundayız.
Bizim KÜLTÜRÜMÜZ bunu emrettiği için bunu yapmak zorundayız.
Aslında Türkiye’de KÜLTÜR’ÜN yarattığı yoksuluz.. O kültür dediğimiz kavramın TÜRK insanı üzerinde nasıl bir etki bıraktığının farkında değiliz. Hayatınız üzerinde nasıl olumsuzluklar yarattığının bilincini taşıyamayan bir milletiz.
Maneviyatta Cinsellik Nedir Biliyor musunuz ?
Cinsellik var oluş sebebinizdir, Cinsellik ekmek ve su kadar önemli bir ihtiyaç şeklinizdir. Cinsellik sağlıklı düşünme, bir arada yaşama, iletişim kurma, hayattan zevk alma, yürüme, koşma, konuşma, görme vs vs gibi bir çok önemli unsurların bir arada yaşamasını sağlayan ilahi bir var oluş sebebidir.. Dünyanın en önemli ve kaçınılmaz ihtiyacıdır.
Kültürün etkisi ile düşüncelerimizde gizli tuttuğumuz ve aslında içimizdeki fırtınaların koptuğu o sessiz çığlıkların anahtarıdır.
Ülkemizde cinsellik maalesef çok düşük seviyelerde seyretmektedir.. Başarız bir seks ve bilinçsiz bir cinselliğin yaşandığı TÜRKİYE’DE bir takım insanların meyili hep dışa karşı olmuştur.
Evliliklerde ilk önce ‘’Sevgi, Saygı olmalıdır’’ denilir.. Evet, sevgi, saygı mutlaka olmalıdır. Ama o sevgi ve saygıyı yakalamanın en önemli ihtiyacı olan cinsellik olmadan, o sevgi ve saygı dediğimiz şeyi yakalama şansımız yoktur. Unutmayınız ki, her kapının anahtarı Yatak odasındadır.
Avrupa da sevgi ve saygının yoğun olmasının sebebi kültür denilen bir illetin olmayışından ve de sağlıklı, düzenli bir seks hayatının varoluşundan kaynaklanmaktadır.
Hafta içerisinde, sizin tarafınızdan belirlenmiş günlerde yapılan bir cinselliğin eşler arasında sevgi ve saygıyı da arttırdığı gerçeği Dünya bilim adamları tarafından tescillenmiştir.
Eşlerin birbirlerine karşı olan özlem ve sabırsızlık duyguları evliliklerini de perçinlemektedir. Eşlerin en büyük silahı mutlak cinselliktir. Eşlerin sevgi ve saygıda kusur etmemelerinin sebebi de yine cinselliktir.
Peki bu cinsellik (Seks) nasıl yapılır? Kısaca özetleyelim.
Hafta içinde size uygun 3 veya 4 geceyi kendiniz tayin edebilirsiniz.
Her gece cinselliğe başlamadan önce güzel sözlerle, şaka-şamata, karışık, güzel bir sohbet ortamı yaratabilirsiniz.
Eşinize olan sevginizi dile getirebilirsiniz.
Cinsellikte argo kelimeleri kullanabilirsiniz. Çünkü kullanılan bu argo kelimeler size daha şiddetli ve hiddetli bir seks yapma imkanı sağlayacaktır.
Eşinizden romantik şeyler giymesini ve romantik hareketlerde bulunmasını isteyebilirsiniz.
Tahrik edici hareketler, mutlaka akıllarda kalıcı izler bırakacaktır..
Düşüncelerinizi o gece kesinlikle kontrol etmelisiniz. Cinsellikle alakalı şeyler dışında Başka şeyi düşünmemelisiniz.
Cinselliğe adım attığınız andan itibaren uzun sürecek bir seks ortamı yaratmalısınız. Bu bir tecrübe gerektirir.
Saatlerce sürecek olan bir cinsellik, ertesi gün sizin için unutulmaz bir başka gecenin özlemini hemen çağrıştıracaktır.
Bunlar yüzeysel olarak anlattığımız ve cinsellikte yapılması gereken, bilinen bazı önemli maddelerdi.
Şimdi bazı istatistiklere değinmek istiyorum..
Türkiye’de evliliklerin bozulmasının en önemli sebeplerinden biri olan cinsellik mahrumiyeti, insan hayatında ve özellikle kadınlar üzerinde çok önemli tahribatlara yol açmaktadır.ÖzellikleÖzellikle Stres ve buna bağlı olarak ‘’Depresyon’’ gibi, insan hayatını gündelik etkileyen ve insan hayatının kalitesini düşüren hastalıklara neden olabiliyor. Bunun yanı sıra, kalp, tansiyon, şeker vs gibi bir çok hastalığa zemin hazırlıyor.Hafıza kayıplarından tutun, erken yaşlılık, kırışıklık vs gibi çok önemli başka hastalıklara da çanak tuttuğunu biliyoruz..
Ülkemizde 1990’lı yıllardan sonra cinsel sorunlar konuşulur olmaya başlandı. Bu konuda tedavi yaklaşımlarının oluşturulması toplumsal cinsel alışkanlıkların bilinmesine azıcıkta olsa önem verildi. Bütün Dünyada ve TÜRKİYE’DE yapılan araştırmalar ise 40-70 yaş grubunda neredeyse küresel olarak her 3 erkekten 2’sinde cinsel sorunlar olduğunu ortaya koyuyor.
Bu verilere göre Ülkemizdeki cinsellikle ilgili genel bakış şu şekildedir.
Türkiye’de her 100 erkekten 83’ü maalesef başarısız. Kadınlarda tatmin olma oranı ise sadece % 17’dir. Aslında çok büyük bir uçurum..
Cinsel ilişkilerinin ortalama ne kadar sürdüğünü de belirtmelerinin istendiği bir araştırmaya göre de yine ülkemizde, erkek ve kadınların üçte birinden fazlasının (%42) ilişkisi sadece 2-6 dakika sürüyor. 56-65 yaş arasındakilerin %42’sinde ilişki 10 dakikadan kısa sürüyor. Sonuçlar uzun süreli cinsel ilişkiden ziyade, kısa süreli ve tatmin edici bir cinsellik yaşamanın önemini vurguluyor.
Yani kısacası TÜRK kadını cinsellik konusunda çok büyük bir yoksulluk içindedir.. Erkekler ise hayat şartlarının verdiği eziklik sonucu maalesef çok başarısızlar.
Eskiden kendimizi sadece avutmak için kullandığımız bir kelime vardı veya deyim diyelim.‘’EN GÜÇLÜ ERKEK, TÜRK ERKEĞİDİR’’
Ve şimdi maalesef bu kelimeleri kullanmak kadar güldürücü ve alay konusu olabilecek bir konu yoktur..Sıfır denecek bir noktadayız. Bu gerçeği kabul etmek gerekiyor.
Zamanın gençleri, zamane hormonlar sayesinde güzel gelişmiş ve yetişmiş olabilirler. Boy, post yerinde maşallah ama cinsellik konusunda büyük bir çöküş içindeler.
Hormon gençliği bu verilere göre 40 yaşında cinselliğe veda edecektir.