Sonbahar gibi sararmasa umutlar, gökyüzü uçurtmalara hasret, mavi deniz martılara ... 
Bizler insan olmaya ,insanca yaşamaya .. Gözümün gördüğü her yerde bir oyun , oyun içinde yine bir oyun ..Kirletilmiş siyaset, çıkar ilişkileri ile sahte dostluklar, elini veren kolunu kaptirma korkusunda. Herkes biraz nihilizmi, biraz kominizmi, bazen faşizmi savunur oluyor.
      
Konuşuyor iki eski ahbap kahve köşesinde, belli ki tanıklık etmişler tarihin en adaletli yönetimine.. Bir ah çekiyor, sanki daha önce hiç anlatmamış gibi tekrar anlatıyor eskiden kalmış bir kaç unutulmaz anıyı.. Dönüp bakıyor, yanı başında ayaklarını pervasızca uzatmış yeni yetmeye... Yılların yorgunluğu silinip atılıyor birden, çakır gözlerinde ateşten şimşekler ... 
Hiddetle savuruyor omuzuna aldığı eski yırtık ceketini..
"Bizler anlı şanlı zaferlerin şahidiyiz evlat, bizler ezan sesine uyanan, al bayrağı kanımızla sıvayan bir ecdadın torunuyuz evlat..!" 
Evlat buruk bir tebessümle cevap veriyor.
"Eskiden di babalık o dediklerin, şimdi herkes günahkar, 
şimdi herkes İsyankar.