Şu sıralar çok susuyorum, bir bardak soğuk su içip sus pus oluyorum, içimde bir ses benimle konuşuyor.
"Yaşamak için susmak lazım…"
Bir ağacın dibine oturup hıçkıra hıçkıra ağlayarak susmak. Bazen değil, hepten susmak…
Bebenin ağzından sütünü çalana, ağzı bozuk yalancı ukalaya, mahalledeki kabadayıya, bir masum çocuğu sapıkça okşayana, seni satana, dostunu satana, vatanı satana…
Doğruluğun, bilmişliğin… yani ukalalığın lüzümu yok, toprağı avuçlayıp besmeleyle oturduğum yerden kalkmak, yürüyüp gitmek lazım, sonra tövbe edip önceden edeceğin küfüre,
-Aman haaa… kimse duymadan için den sessizce.
Sövmek lazım bu dünya’ nın dengesine de dengesizliğine de…
Bir süre sonra içimdeki ses susuyor.
Sonra bir bardak su içiyorum, su-su-yorum...