Saygıdeğer TARSUSLU Kardeşlerim ;

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Ben yaklaşık olarak bir kaç senedir Tarsus insanı ile iç içe yaşamaktayım. Tarsus’un cadde ve sokaklarını az çok biliyorum. O güzelim manevi değerlere sahip olan Tarsus'a destek vermek hem benim şahsi görevim ve hem de Türk insanının bir görevidir diye düşünüyorum. Çünkü tarih ile yoğrulmuş mükemmel bir ilçemizdir. 

Şimdi Tarsus hakkında biraz ön bilgi verdikten sonra esas konumuza döneceğiz. 

TARSUS, Türkiye'nin en büyük ilçelerinden bir tanesidir. Berdan ovasından yani kuzeye doğru engebeli arazi boyunca hızla gelişmektedir.

İlahi dinler açısından çok önemli bir ilçemizdir. Kuran-ı Kerim'in Kehf Suresinde geçen Eshabı Kehf (Yedi Uyurlar)ın kaldığı mağara Tarsus tadır. Özellikle Müslümanlar (ASHAB'I KEHF) den dolayı bu önemli merkezi çok ziyaret ederler. Tarihte anlatıldığına göre İncil'in yani Yeni Ahit'in yazarlarından Pavlus Tarsus doğumludur. Bu merkez Hıristiyanlarca hac yeri olarak kabul edilmektedir. Kudüs'teki Kıyamet Kilisesinden sonraki en kutsal kilise olan st. Paul kilisesi ve St. Paul kuyusu Tarsus'ta bulunmaktadır. Bunların yanı sıra dünyanın ilk kanalizasyonlu Tarihi Roma Yolu, Roma hamamı'da Tarsus'tadır. Kleopatra Kapısı da şehrin en eski kalıntıları arasındadır. Şelalesi ve özellikle Tarsus Barajı gezip görülmeye değer yerlerden olup, turizm açısından mükemmel bir tarihe ve doğal güzelliklere sahiptir.

 
İşte gördüğünüz gibi Tarsus, ülkemizde çok önemli bir ilçe ve tarih açısından çok önemli bir merkezdir.

Tarsus’un diğer önemli noktalarını dile getirmeye kalkışırsak bir yazı ile bitiremeyiz. Şimdilik bu kısa öz geçmiş ile yetinmek zorundayız.

Esas mesele bu güzel ilçeye ve bu ilçe sakinlerine uygulanan psikolojik baskılar ve yanlış uygulamalardan kaynaklanan sorunlarıdır.. Tarsus'ta yaşanan bu yanlış uygulamaları şimdi sizlere aktarmaya çalışacağım..

Bu kadar güzel, şirin, manevi değerleri yüksek ilçemizi son birkaç senedir kirletmek isteyenlerin var olduğunu görüyoruz..

Tarsus'u kirleten bu nedenleri tüm Türkiye’ye ve özellikle TARSUS halkına, burada görev yapan sorumlu tüm birimlere de seslenerek bu vahim duruma bir çözüm bulunması yönünde çağrıda bulunmuş oluyorum.

Öncelikle şunu belirteyim; Türkiye de insanların yaşam koşulları kanunlar çerçevesinde güvence altına alınmıştır. Var olan kanun ve yasalarımız insanların şahsi çıkarlarına göre hareket etmeleri doğrultusunda dizayn edilmemiştir. Böyle bir uygulamaya da izin verilmemiştir.

 Yasanın verdiği bazı boşluklardan faydalanarak sinsi uygulamalar yürüterek insanlarımızı sömüren bazı rant çevreleri TARSUS halkını feci bir şekilde yaralamaktadır. Bu sinsi rantçılara bir önlem alınamıyor ve bir ses çıkartılamıyor. Halkımızda maalesef kuzu kuzu yatmaya devam ederek ne bir mahkemeye müracaat edebiliyor nede hakkını arama zahmetine katlanabiliyor.

Ülkemizde İnsani değerlerimiz açısından son zamanlarda aciz durumlara düştüğümüz kesindir. Ahlaki değerlerimizi unutmuş ve sadece para, pul sevdasına kapılmış gidiyoruz. Toplum içinde artık Vicdan ve merhametin lafı bile edilememektedir.

Oysaki geçmişte örneklerini gördüğümüz gerçek bir MÜSLÜMANIN özelliklerini taşımıyoruz. O Müslümanlar bir iş yapacağı zaman önce kendi menfaatinden çok bir diğer MÜSLÜMAN kardeşinin menfaatini düşünürdü. Beş-on defa bir meseleyi düşünüp önce ölçer, biçer ve tartardı ‘’Acaba yanlış mı yaparım yoksa doğrumu’’ diye kendisini bir vicdani muhakemeye çekerdi. Önce Çuvaldızı kendisine ve daha sonra başkasına batırırlardı..

 İşte biz bu değerlerden çok yoksun bir millet haline dönüştük. İtibarımız sıfırlandı ve inancımız sekteye uğradı.

 Tüm bu olumsuzlukların bir tek açıklaması olabilirdi. 

O vahim açıklama ise ; Bizim bir MÜSLÜMAN olmadığımızın kanıtıdır. Ve biz maalesef MÜSLÜMAN değiliz. Hatta herhangi bir dine'de mensup değiliz.. Arada kaynayan, sendeleyen, dinsiz bir toplum haline geldiğimizi TÜRKİYE’YE ve tüm Dünyaya ilan etmiş oluyorum..

Değerli Kardeşlerim,

Yasalarımız Tarsus'taki sokakları ''Haraca bağlayın, halkını sömürün'' diye bir şey söylemiyor ve asla böyle bir şey de yok..

Peki, Tarsus neden haraca bağlanmış diye merak edenleriniz olabilir. Evet, Tarsus halkı resmen dönüşü olmayan bir haraca bağlanmıştır.

 Sokaklar park alanına dönüşmüş, araç sahipleri şikayetçi, her 30 dk’ya bir her sürücüden 1 TL alınmaktadır.

Şu vicdansızlığa bir bakar mısınız ? Bu işi yapanlar ve bu ihaleyi aç gözlü patronlara veren kişi veya kurumlar, kuruluşlar (her kimse) lanetler yağdırıyorum.

Kimin eli, kimin cebinde bilinmiyor. Sanki bunlar benim cebimdeki paraya ortaklar. Ne hakla böyle keyfi bir düzenleme ile insanlardan para alınıyor anlamış değilim. Bu hakkı, bu serbestliği bunlara kim vermiş onuda bilemiyoruz ? Hangi Belediyecilik kanununda böyle bir uygulama şekli var ? Varsa bile işleyiş şekli böyle olmamalıdır, değildir..

Yasalarımızda ihale şekli ile yapılan böyle bir uygulama şekli belki olabilir ama insanları bu şekil boğarcasına, sömürürcesine bir yol verildiğini sanmıyorum.. 5 dk çarşı merkezinde veya bir arka sokağında durdurup bir ihtiyacımızı karşılamayacak mıyız ? Gardiyan kılıklı işçileriniz aç kurtlar gibi insanların üzerine saldırmaktadırlar. Vatandaştan para alabilmek için adeta yarış halindeler.. Olmaz böyle bir şey !

Buradan Tarsus Halkına ve özellikle araç sahiplerine sesleniyorum. Lütfen bu aç kurtlara kimse park parası falan vermesin. Ya adam akıllı bir düzenleme yapılır ya da kesinlikle para verilmesin. Kimseye borcunuz yoktur. Kimse sizden alacaklı da değildir. Her bir sokak başında bu ücret cellatlarından dolayı adım atacak yer bulamıyorsunuz, her sokak başında mutlaka bir gardiyanları var.

Utanmasalar kaldırımda yürüyen insanlardan bile para alacaklar. 

 
Bakınız Bu ülkede mahkemeler var, yasalar var. Lütfen bu yanlış uygulamalar için mahkemelere başvurunuz. Bu durumu anlatınız. Benim elimde çok ilginç bir iki fişleri de vardır.. Mesela; dakika 30 ve alınan, yazılan ücret ise 2 TL’dir..

Yani saniyesini bile kullanmadığınız bir süre için dahi 1 TL fazladan alma cür'etinde bulunabiliyorlar..

Vatandaş, bankadan ATM’den para çekmek için arabayı  bir kenara yanaştırdığında bile para alınabiliyor, fiş yazılabiliyor. Düşünün ki bir ATM’de işlem yapabilmek için en az bir kişiye 5 – 10 dk lık bir süre lazımdır. Ey insafsızlar ; Bu durumda bile illaki bir ücret talep etmeniz caiz midir ? Müslümanlığa yakışır bir durum mudur ?

Bir Sigara alabilmek için aracından inip karşı tarafa geçmek bile bir insanın en az 5 dakikasını alır. Bu esnada dahi TARSUS’TA maalesef bir ücret ödemeniz gerekiyor. Oradaki görevli gardiyanlar her ne kadar biz 5 dk müsaade ediyoruz deseler bile maalesef bir sonraki fiş kesildiğinde mutlaka karşınıza bir ceza olarak çıkabilmekte ve o parayı da sizden tahsil etmektedirler.. Mübarekler sanki benden ve vatandaşlardan alacaklılarmış gibi milletten para dileniyorlar.. Bu tür yöntemlerin bir diğer adı bana göre bir SOYGUNDUR ve açık bir GASP türüdür. Bunun başka izahı olamaz ve yoktur..

Belediyeler, artık kendi rahatlığı için halktan ne şekilde para alacağını düşünür olmuşlar. Kafaları sadece üçkağıtçılığa çalışıyor. Bildikleri adam akıllı bir projeleri zaten yok.

 
Düzmece yollarla resmen halkın cebine göz dikmişlerdir.

Bakınız ;

Bu açıklamaya çalıştığımız konu, Türkiye'nin bir çok bölgesinde yaşanan bir yaradır.. Halkımızda bu durumlar karşısında elbette ki sessiz ve çaresiz kalmamalıdır. Mutlaka önlem almak için mahkemelere başvursunlar.

ALLAH'IN suyu, toprağı, yürüdükleri kaldırımlar bile bu zamanda insanlara parayla satılmaktadır. Olabilir kabul ediyoruz. Bazı şartlar bunu gerektirmiş olabilir ama bunu haince ve aşırıya kaçmadan yapmak ve bir sömürü düzeni oluşturmak anlamı taşımıyor. 

Bu hizmetleri en uygun şekilde halkınıza sunmanız gerekiyor. Belediyelerin yaptığı ve yapacağı her bir hizmet insanlık için olmalıdır. Huzurlu bir yaşama zemin hazırlanmalıdır. Her yatırım insanların özgürlükleri için olmalıdır. Eşkıyalık yaparcasına millet yontulma-malıdır. 

Şimdi soruyorum ?

Sayın Tarsus Belediye Başkanı ; 

Siz Avrupa'daki Belediyecilik nedir ve sistemi hakkında yeterli bilgi ve birikime sahip misiniz ? Siz Avrupa'daki sistemlerin işleyiş şeklini biliyor musunuz ? E biz sözde , bugün-yarın Avrupa ya gireceğiz, böyle şeyler oralarda da var mıdır merak ediyorum.

 Kusura bakma dostum, sen hiç bir şey bilmiyorsun. Yönetim ve yöneticilik yapmak önce büyük bir emek ister, birikim ister, özveri ister. Sizler yaklaşık olarak 20 senedir Tarsus ta Başkanlık yapıyorsunuz, Caddeler ve sokaklar perme perişan ! Bunlardan haberdar mısınız ? Önce bunu açıklayın…

 
İnşallah bu yazdıklarım size koca bir kapak olur da Tarsus Halkına gereken değer ve önemi bundan sonra fazlasıyla verirsiniz. Sokaklarınızdan bu gardiyanları inşallah bir an önce çekersiniz. Bu konuda üstünüze düşen görevi lütfen yapınız sayın Başkan ..

Bir başka mesele ;

Tarsus’ta ev düğünleri sıklıkla yapılmaktadır. Sesli, gürültülü ve edep terbiyeden yoksun olarak.. Devletin yoluna sandalyeler atılmış, yollar trafiğe kapatılıyor..

Emniyet Müdürlüğüne seslenmek istiyorum ;

Böyle bir kural ve böyle bir uygulamaya izin verilir diye yasalarımızda bizim bilmediğimiz başka maddelerde mi var? Yollar bu şekil kapanabiliyor mu ? Belirli bir saatten sonra gürültü yapılabiliyor mu ? Varsa böyle uygulamalar lütfen yazılı bir açıklama istiyoruz. Vatandaş olarak bizimde bilme hakkımız var diye düşünüyorum.

Diğer başka bir meselemiz ; Seyyar satıcılar, dilenciler ve hırsızlar.. 

Bunlar TARSUS’ta kol geziyorlar. Vatandaşın önünü kesip zorla para isteyen ve para vermediğiniz an size hakaret edenlere de rastlayacaksınız.. Daha neler neler !!  Zabıta ekipleri bunlar hakkında ne zaman harekete geçmeyi düşünüyor sadece bekleyip görmeye çalışıyorum.  

 Peki, Bu arada Trafik polisleri ne işle meşguller ? 

Trafik TARSUS’TA paramparça.. Motosikletliler adeta ölüm saçıyor. Çakal ve zibidi gençler ehliyetsiz araç kullanıyor ve birde şehir içinde azami hızı aşarak trafikte normal seyir halinde bulunan diğer vatandaşlara selektör yapıp, ‘’yol ver’’ manasında birde el kol hareketleri de yaparak tehdit ediyor. Sayın Trafik ekipleri, tüm bunları biliyor muydunuz ? 

 Canımızı ve malımızı emanet ettiğimiz bu devlet memurları, geçenlerde Tarsus’un göbeğinde bir bayan sürücüyü yok yere trafikte çeviriyorlar ve haklı olarak sürücü tarafından bir sebep soruluyor, karşılığında ise polis memurundan güzel bir azar işitiliyor. Oysaki geçerli hiç bir sebep ve nedenleri yok.

Onlar, nereden bir bahane bulalım diye düşünürlerken ne olduysa bir anda memurun biri arabanın arka camlarındaki çok bariz ve küçük bölmelere yapıştırılmış olan filimleri fark eder ve sorgusuz sualsiz bu bayan sürücüye 200 bilmem kaç para trafik cezası yazarlar. Tabii ki bu cezayı yazarken o bayan sürücü, bu görevli memurları birkaç defa uyarır ve yanlarından geçen en az 10 - 15 tane aynı şekilde filim yapıştırılmış araçları gösterir. Bunu gördükleri halde o yanından geçen araçları durdurma gereği duymazlar. Sessiz kalmayı tercih ederler.

Çünkü o yanından geçen arabaların markaları Passat, Mercedes, Audi, 4X4 jeep vs gibi.. onları çevirebilmek için biraz daha cesaretli olmak gerekiyordu. Kısacası olan o anki o cezayı yiyen bayana olmuştu. Nedense olan her zaman garibe oluyor..

Tarsus ta tarafsız ve ayırım yapmaksızın her türlü trafik denetimlerinin yapılmasını canı gönülden biz destekliyoruz.. Karşı değiliz ama bilinçli bir şekilde yapılması taraftarıyız..

 Bu ülkede her şey laşkalaşmış ki görevinin bilincinde olan insanlar da kalmamış gibi !

Bu görev bilinci dediğimiz şey nedir ? nasıl olmalıdır ? Ne yapılmalı bunu bilen memur sayısı da çok az. Aldıkları paranın ne kadar helal ve haram olduğu da ayrıca tartışılacak bir konudur diyorum…

Kimse kusura bakmasın. Biz bu ülkede bu konuları bu şekilde dile getirmeye mecburuz. Kimse bize burunda kıvırmasın..

Bunları dile getiremezsek ve sesimizi duyuramaz sak, halkı uyarıp, hakkımızı arayamayacak sak işte böyle toz duman olur gideriz. Biz bazen vatandaşlık görevimizi yapacağız. gerektiğinde her birimi uyaracağız ve bu ülkede artık hem fikir olacağız..

Saadet sadece bizim olsun. Yani YÜCE TÜRK Milletinin saadeti olsun.. Saygı ve sevgilerimle.

[email protected]