Evet, “Yeni statükocular” bir karışlık vatan toprağını bile koruyamadılar!
Ama hâlâ “Yeni Türkiye” deyip duruyorlar!
Şu başarıya bakın! PKK’lılar, IŞİD’i Kobani’den kovarken, “Yeni statükocular”, Süleyman Şah’tan ricat ettiler!
Tabii, bu “ricat”ta, (geri çekilmede, vazgeçmede) Türk Silahlı Kuvvetleri‘ni (TSK) suçlamıyorum…
TSK, anlaşıldığı kadarıyla, bu konuda karar verici olmamış, siyasî iradenin verdiği görevi yerine getirmiştir.
Zaten TSK, uzun süre, Ergenekon, Balyoz ve sair “kumpas” davalarının baskısı altında tutularak, üstüne vazife olan konularda bile etkisi yetersiz duruma getirilmiştir.
“Kumpas” ki, AKP’lilerin kendi itiraflarıdır!
Ancak, AKP‘liler, “kumpas”ta, “cemaat”i suçlayarak kendilerini aklayamazlar.
Zira bu davaların Başsavcısı, AKP’nin de hâlâ en başı olmaya devam eden Tayyip Erdoğan‘dı…
***
Ey AKP’liler, ey, “yeni statükocular”; Tayyip Bey gibi Anayasa’yı ihlâl ederek, sabah-akşam “Yeni Türkiye” söylemini kendinize kılıflayarak olup bitenleri örtemezsiniz.
Bugüne kadar hiç kimse güneşi balçıkla sıvayamadı. Bundan sonra da sıvayamayacak.
Aldanmalar, aldatılmalar geçicidir!
Bir gün, bir de bakarsınız ki, “geçmiş” olmuşsunuzdur.
Yâni, bir gün, önünde sonunda, siz de “bir varmış, bir yokmuş” olacaksınız; bu memleket size de kalmayacak!
Köşkler-möşkler, yalılar-malılar, saraylar-maraylar; kimseye kalıcı mekân olmadı… Koltuklar da öyle… Kimse, “öte yaka”ya bir şeyler götüremedi!..
Siz de götüremeyeceksiniz!
***
Ey AKP’liler, ey, “yeni statükocular”; demokrasinin nimetlerinden yararlanarak iktidar oldunuz ama demokrasiyi boğmak için ne gerekiyorsa yaptınız; yapmaya da devam ediyorsunuz!
Bugüne dek hiç de iyi bir sınav veremediniz!
Sabah-akşam dilinizden düşürmediğiniz “Yeni Türkiye” söyleminin hakkını da bir türlü veremediniz…
Dahası, “Yeni Osmanlıcı” olmanıza karşın, özendiğiniz “Osmanlı”nın bile kopyası olamadınız…
Oysa övünüp duruyordunuz! Oyun kurucu olmuştunuz, güya!
Figüranlığa son vermiştiniz! Başrolde kendiniz oynayacaktınız!
Bölgede (Ortadoğu’da) her şey sizden sorulacaktı!
Sorunları sıfırlamıştınız! Sabah akşam, “sıfır sorun” diyordunuz…
Sonunda “sırf sorun” hâline geldiniz!
Sürekli sorun üretiyorsunuz!
Ülkeyi de bölgeyi de sorunlar yumağının içine soktunuz!
Bölgede, selamlaşacak komşu bırakmadınız!
***
İşte gördük; Süleyman Şah Türbesi’ni de koruyamadınız…
Ricat ettiniz!.. Yâni çekildiniz!.. Yâni vazgeçtiniz!..
Bunu da başarıymış gibi sundunuz; sunmaya da devam ediyorsunuz…
“Yeni Türkiye”ci olmak, Atatürkçü olmak öyle kolay değil…
Bu iş sahte söylemlerle olmaz…
Hem Atatürk’ün yolundan gitmeyeceksiniz, hem de Atatürk’ün kurduğu “Yeni Türkiye”yi kendi Türkiyeniz-miş gibi gösterip havanızı atacaksınız!
Olmaz… Olamaz…
Olmuyor işte, siz de gördünüz!..
Bir karışlık vatan toprağını bile koruyamadınız!
***
Ülke yönetmek kolay bir iş değil…
Hele hele sizin harcınız hiç değil…
Bu işi beceremiyorsunuz!
Her zerresine sızdığınız bu ülkeyi yönetemiyorsunuz!
İhale deyince, inşaat deyince maşallah üstünüze yok; felâket beceriklisiniz!
Neredeyse ağaç kovuğuna bile bina yapacaksınız!
Başta güzelim İstanbul olmak üzere ülkenin her tarafını beton yığınına çevirdiniz!
Ama hak deyince yoksunuz, hukuk deyince yoksunuz!
Hele hele “kul hakkı” deyince, evrensel demokratik haklar deyince hiç yoksunuz!
Çok kötü anılacaksınız, çoook!!!