2-O zaman sormak gerek: Milletvekilliği “yorgunluk stresi” atacak bir yer midir?
3-Konuyu böyle değerlendirmek, çok ayıplı bir yaklaşım olur!
4-Ki, bu, hem parlamenter sisteme, hem de onun -her görüşten, her inançtan- temsilcileri olan milletvekillerine hakaret anlamına gelir.
5-Tayyip Bey’e, Hakan Fidan’a ve özellikle AKP’den milletvekili adayı olmak isteyen bürokratlara, eski bir vekil olarak hatırlatmak isterim:
6-Milletvekilliği yan gelip yatacak bir yer değildir!
7-Milletvekilliği açısından sistemin getirdiği bazı sorunlar yok değil… Ama bunlar, yapılacak düzenlemelerle hemen giderilebilir.
8-Tayyip Bey’i tatmin etmek için BAŞKANLIK sistemiyle uğraşmak yerine, bu soruna çözüm üretmek daha doğru, daha gerçekçi olur.
9-Yaşadığımız süreçte, Tayyip Bey istemeden, kimse bu soruna çözüm getiremez. İşte, milletvekillerinin önündeki en büyük engel de budur.
10- Yâni liderlerin, milletvekilleri üzerindeki kayıtsız şartsız hâkimiyetidir. (Ki, AKP’nin lideri de hâlâ Tayyip Bey’dir.)
11-Buna rağmen, milletvekilliğini yorgunluk stresi atacak bir yer olarak göremeyiz.
12-Ben şahsen eski bir vekil olarak böyle bir şeyi kesinlikle içime sindiremem.
13-Zira, -parti görevim de olduğu için-, hayatımın en yoğun işlerini iktidar partisi milletvekili iken yapan biriyim.
14-Şunu da belirteyim: Tayyip Bey’in istememesine rağmen Hakan Fidan’ın siyasete soyunması hiç mümkün değildir.
15- Kimse bizden, böyle bir iddiaya inanma saflığını göstermemizi bekleyemez. Böyle bir iddia, akılla-mantıkla alay etmek olur!