Mersin’de genç, yaşlı, kadın vs. iş insanları dernekleri sık sık basın
toplantıları düzenler. Mersin’in sorunlarını masaya yatırırlar, şikayet
ederler; Mersinlilerin Mersin’in yatırımlarına sahip çıkmadığından,
hükümetin desteklemediğinden yakınırlar; geçmişte, kent için somut
bir şey olmasa da, yaptıkları tavsiyeleri, önerileri anlatır dururlar.
Sonuç ne olur? Hiçbir şey…
Bir ilerleme kaydedilmez, aynı durum sürer. Çözüm yoktur, çözüme
yönelik bir çaba, bir çalışma görülmez. Aslında bir gelişme olması
hesabı ve beklentisi de yoktur. Kent de artık bir başarı olmamasına
alışmış, alıştırılmıştır.
Geçtiğimiz hafta yeni kurulan bir işadamları derneğinin basın
toplantısına katıldım: ASKON (Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği).
Her zamanki alıştığımız seyrinde bir basın toplantısı olacağını
bekliyorduk. Başkanların uzayan, bitmek bilmeyen konuşmalarına,
bilinenleri tekrarlamalarına, tavsiye ve iyi dileklerine alıştığımız sayısız
toplantıya katılmıştık yıllarca.
Mersin Şubesi Başkanı İbrahim Özdoğru, kent gerçeklerini ortaya
koyan, yeterli uzunlukta başlangıç, gelişme ve sonuç bölümleri ile
güzel planlanmış bir konuşma yaptı.
Ticaretin ve uzlaşmanın yaklaşık 4000 yıl önce Anadolu’da
yaşayanlardan bizlere kil tabletlere ve çivi yazısıyla yazılmış yüzlerce
mektupla geldiğini anlatarak ilgi çekici bir giriş yaptı. Yine M.Ö 700
lerde Lidya uygarlığında paranın icat edilmesi ile bütün dünya
medeniyetinde ekonomik ve ticari gelişimin Anadolu’dan başladığını
söyleyerek Anadolu ismi ile başlayan ASKON ile Anadolu’nun
ekonomisini, endüstrisini ve ticaretini geliştirmeyi hedefledikleri
vurguladı.
Mersin ekonomisinde turizmin öneminden söz ederek, burada çok
söz edilmeyen üzücü bir gerçeği açıkladı. Mersin’e söylendiği gibi 500
bin turistin gelmediğini, 220 bin turistin geldiğini, bunun da yalnızca
30 bininin yabancı turist olduğunu söyledi.
Tarım Teknoparkının bir an önce faaliyete geçmesi gerektiğini ve
Mersin Üniversitesi bünyesinde bir Ziraat Fakültesi açılmasının kentin
tarım ekonomisine sağlayacağı faydaları dile getirdi.
Mersin’in diğer sorunlarından ve projelerinden söz etse de daha çok
kendi derneklerince ne yapabileceklerini anlatması, önemsenmesi
gereken ve alışmadığımız bir durumdu.
ASKON kurucuları bugün Mersin’le ilgili projelerin en önemlisinin
Havaalanı olduğunun bilincindeler. Bununla ilgili olarak, 3 Ocak’ta
Mersin’e gelecek olan Başbakanla görüşmeye uğraşıyorlar ve özellikle
“Havaalanı” konusunu gündeme getirmek istiyorlar.
Burada 6 aylık bir dernek, çok sayıda ve işlevsiz iş insanı derneklerinin
yapamadığı bir harekete başlıyor, Mersin’in gerçeklerini söylüyor,
doğru tespitler yapıyor. Bu gün bilmem kaç derneğin birleşmesinden
meydana geldiğini söyleyen ve Mersin lobiliğine soyunan oluşumlar
acaba ne yapıyorlar? Başbakan’ın Mersin’e gelişinde ne yapacaklar?
ASKON Başkanı Mersin’in 15 yıl kaybettiğini söylüyor. Bu da iş insanı
derneklerimizin açıkça söyleyemedikleri bir konu. 15 yıl boyunca yerel
yönetimi eleştirmeyen, çok zaman da birlikte hareket eden ve
kaybedilen zamandan sorumlu olan bu tür oluşumlardan zaten
eleştiri bekleyemezdik.
Yine geçtiğimiz hafta Adana Ticaret Odası’nın kuruluş yıldönümüne
Başbakan’ın katılması ve Başbakan’a Adana’nın sorunlarının
anlatılması üzerine, sessizliğe boğulmuş Mersin olarak nerede
olduğumuzu acı acı düşündüm…
ASKON Başkanı konuşmasını “tüm kent dinamikleri, bu şehrin
geleceğini kendi düşünce ve ideolojimize kurban etmeden, ortak akıl
ve ortak çalışma hedefi ile bir araya geldiğimiz takdirde istenilen
başarı sağlanacaktır ve bizlerin daha iyi, daha güzel, yaşanabilir bir
Mersin hedefine ulaşılacaktır” katkı sözleri ile bitiriyor.
Başkan İbrahim Özdoğru bilgili, istekli, hırslı genç bir iş adamı .
Yanında son derece değerli genç bir genel sekreter Emre Bingül ve iyi
bir ekip var.
Aynı haftanın sonunda genç MÜSİAD genel kurulunu yapıyor. Burada
da yine genç dinamik, çalışkan, gayretli yeni Başkanları var: Halil
Aydoğan. Genç MÜSİAD olarak ilk başarılı icraatlarını yapıyorlar ve o
gün plaket yerine plaket alacak kişiler adına diktirdikleri fidanların
belgesini veriyorlar.
Özetle, şunun altını çizmekte yarar var: Mersin de yıllardır aynı
görevde kalan ve yerlerini korumaktan başka bir şey yapamayan kent
dinamikleri artık yeni insanlara hizmet yolu açmalılar. Bizler de
yıllarca kentin gelişememesinde kusurlu olan bu insanların hala bu
görevde olmalarını sorgulamalıyız.
Başbakan 3 Ocakta Mersin’de ve henüz altı aylık bir dernek
Başbakan’a ulaşmaya ve Mersin’in sorunlarını iletmeye çalışıyor.
Peki yıllardır o görevde bulunanlar, birleşerek güçlü görünmeye
çalışanlar, Mersin lobisi olduklarını iddia edenler bakalım Başbakan
geldiğinde ne yapacaklar?
Bence yine her zamanki gibi on yıldır “Hükümet Mersin’i
cezalandırıyor, Mersin’in projelerine destek vermiyor” söylemini
tekrar etme kolaycılığına sığınılacaklar.
Yeni Valimizi, yeni Büyükşehir Belediye Başkanımızı ve Yeni
Rektörümüzü yeni bir şans ve yeni bir ümit olarak gördüğümüz bu
günlerde onların yanında artık denenmiş eskiler yerine yeni
insanlardan oluşacak bir” Mersin Lobisi” görmek istiyoruz.
HARUN ARSLAN