Hasan TÜLÜCEOĞLU
Kuran-ı Kerim öngörülenin aksine uhreviliğin öncesinde dünya hayatına hükmeden bir
ilahi kitaptır. Bununla birlikte ifadeleri tek bir harfine kadar müthiş bir belagat içerir. Gelmiş
geçmiş en güçlü Arap şairlerinin hiçbiri O’nun ifadelerinin bir benzerini söyleyememişlerdir.
Bu mu’ciz belagat gerçekleşirken en küçük anlatılarda bile seküler işaretler sezilir. Bu
işaretler o kadar dünyalıktır ki bir his, bir duygu, bir endişe, bir korku, bir sevinç, bir üzüntü
bazen bunları ifade eden görseller ve görsel olarak anlatılan hareketler olarak ortaya çıkar.
‘Bir ilahi kitapta bu gereksiz ayrıntıya girilir mi?’ itirazı getirilecek magazinsel anlatılara bir
Kıssası en çok anlatılanlardan Hz. İbrahim kıssalarında eşi Sare’nin kısır olmasına
rağmen bir çocukla müjdelenmesi karşısında gösterdiği tepki bu ayrıntılardan biridir. Tefsir
bilginlerince bu ayrıntıya pek dikkat edilmemiş; esasen pekte kaale alınmamıştır.
Yaşlı ve kısır Sare’ye çocuğu olacağı haberi, ‘Hud’ ve ‘Zariyat’ surelerinde farklı
nüanslarda anlatılır. Hud suresinde Ad, Semud ve Lut kavimlerinin helak ediliş anlatısı
içerisinde İbrahim’e çocuk müjdesi anlatılır. Lut kavmi helakı için gönderilen melekler önce
genç insanlar görüntüsünde Hz. İbrahim’e gelirler. “And olsun ki, elçilerimiz müjde ile
İbrahim'e geldiler.”(Hud 69.ayet) “İbrahim’in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi
mi?”(Zariyat 24.ayet) "Selam sana" dediler, "Size de selam" dedi, Hemen kızartılmış bir
buzağı getirdi.”(Hud 69.ayet) “Hani onlar, İbrahim’in yanına varmışlar ve “Selâm olsun
sana!” demişlerdi. O da “Size de selâm olsun.” demiş, “Bunlar tanınmamış (yabancı)
kimseler”(diye düşünmüştü).”(Zariyat 25.ayet) “Hissettirmeden ailesinin yanına gidip,
(pişirilmiş) semiz bir buzağı getirdi.”(Zariyat 26.ayet) “Onu önlerine koydu. “Yemez
misiniz?” dedi.”( Zariyat 27.ayet) “(Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim’in içine bir
korku düştü. Onlar, “korkma” dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.”(Zariyat
28.ayet) “Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı
içinde bir korku duydu. Dediler ki: “Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik.”(Hud
70.ayet) “Onlar, “korkma” dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.”(Zariyat 28.ayet)
“İbrahim’in karısı ayakta idi. (Bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak’ı müjdeledik;
İshak’ın arkasından da Yakûb’u.”( Hud 71.ayet) “Bunun üzerine karısı bir çığlık kopararak
yönelip elini yüzüne vurdu. “Ben kısır bir kocakarıyım (nasıl çocuğum olabilir?)”
dedi.”(Zariyat 29.ayet) “Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir
ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.”(Hud
72.ayet) “Melekler, “Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun
ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O, övülmeye lâyıktır, şanı yücedir.”
dediler.”(Hud 73.ayet) “Onlar dediler ki: “Rabbin böyle buyurdu. Şüphesiz O, hüküm ve
hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.”(Zariyat 30.ayet)
İbrahim’e elçilerin gelmesi ve çocuk müjdelemesi Hud ve Zariyat surelerinde bazı
nüans farklarıyla yukardaki şekilde anlatılır.
Hud suresinde gençler şeklinde gelen elçilere cömert İbrahim’in en güzel yemeği
ikram etmesine karşılık yemeğe uzanmamaları İbrahim ve eşi Sare’de korku uyandırmıştı.
“Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içinde bir
korku duydu.”(Hud 70.ayet) “(Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim’in içine bir korku
Şefkatli, merhametli, cömert İbrahim(as)’in çok özel hazırladığı yemeğe delikanlılar
iltifat etmeyince neden korktuğu elbet merak konusu. Muhtemelen kendine zarar verme
ihtimalini düşünmüştü. Zira ayette ifade edildiği gibi İbrahim onları tanımıyor ve ilk defa
görmüştü. Bazı tefsirlerde ifade edildiği üzere sapık Lut kavminden gelmiş art niyetli
insanlardan olduğunu düşünmüş ve bu nedenle korkmuştu İbrahim ve onlara hizmet eden eşi
Sare. Çünkü Lut kavminin sapıklıkları o bölgede artık biliniyordu.
Bir süre sarsıcı bir korku hissetmişlerdi hem İbrahim hem de Sare. Durumu sonradan
anlayan elçiler hemen devreye girip “korkma” demişlerdi. “Korkma, çünkü biz Lût kavmine
gönderildik.”(Hud 70.ayet) Lut kavmine gönderilen melekler olduğu anlaşılınca İbrahim’in
endişe ve huzursuzluğu ortadan kalktığı gibi eşi Sare de çok rahatlamış ve bunun verdiği
huzurla rahatlamasını gülerek ortaya koymuştu. “İbrahim’in karısı ayakta idi. (Bu sözleri
duyunca) güldü.”(Hud 71.ayet) Burada Sare’nin gülmesi, Kuran’ın bu ayrıntıya değinmesi
elbet dikkat çekici ve duygusal anlatılara yer vermesi kadınlık duygu ve bakış açılarının
yansıtılmasıdır. Bu ayrıntı sadece Hud suresi anlatımında verilir. Zariyat suresinde Sare’nin
gülmesi genel anlatım bağlamında işareten verilmiştir.
Sare’nin çığlık atması ise onlara çocuk müjdesi üzerinedir. Kısır, oldukça ilerlemiş
yaşta bir kadına ‘çocuğun olacak’ ‘allah sana çocuk doğurtacak’ denmesi üzerine böyle bir
şeyin imkansızlığından dolayı Sare şaşkınlıkla ve hayretle çığlık atmıştır. Çığlık atmış ve ‘ay
inanmıyorum. Bu imkansız!’ demiş ve bu tepki ve sözlere eşlik kabilinden ellerini yüzüne
götürüp şaşkınlık hareketi yapmıştır. Bunun üzerine İbrahim(as)’in karısı bir çığlık kopararak
onlara doğru yönelip elini yüzüne vurmuştu. Ve “ben kısır bir kadın kocamla birlikte
ikimizde yaşlı olarak nasıl çocuk doğurabilirim?” demişti Sare.
“Ben kısır bir kocakarıyım (nasıl çocuğum olabilir?)” dedi.”(Zariyat 29.ayet)
“Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu
doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.”(Hud 72.ayet) “Onlar dediler ki:
“Rabbin böyle buyurdu. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.”(Zariyat
30.ayet) “Melekler, “Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun
ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O, övülmeye lâyıktır, şanı yücedir.”
İbrahim’e İshak’ın müjdelenmesi Tevrat’ta da anlatılır. Ancak müjde direk İbrahim’e
verilmiştir ve Kuran’da Sare’nin dilenden ifade edilen şaşkınlık Tevrat’ta İbrahim’in dilinden
verilir: “17-İbrahim yüzüstü yere kapandı ve güldü. İçinden, ‹‹Yüz yaşında bir adam çocuk
sahibi olabilir mi?›› dedi, ‹‹Doksan yaşındaki Sara doğurabilir mi?››(bölüm17) Elçilerin
gelişi de Tevrat’ta şöyle anlatılır: “2-İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü. Onları
görür görmez karşılamaya koştu.”(Bölüm18) “7-Ardından sığırlara koştu. Körpe ve besili bir
buzağı seçip uşağına verdi. Uşak buzağıyı hemen hazırladı. 8-İbrahim hazırlanan buzağıyı
yoğurt ve sütle birlikte götürüp konuklarının önüne koydu.”(bölüm18)
Kuran’da anlatılan çocuk müjdesi ve Sare’nin şaşkınlığı söz ve hareket olarak tepkisi
ise şöyle anlatılır Tevrat’ta: “10-RAB, ‹‹Gelecek yıl bu zamanda kesinlikle yanına
döneceğim›› dedi, ‹‹O zaman karın Sara'nın bir oğlu olacak.›› Sara RAB'bin arkasında,
çadırın girişinde durmuş, dinliyordu. 11-İbrahim'le Sara kocamışlardı, yaşları hayli ileriydi.
Sara âdetten kesilmişti. 12-İçin için gülerek, ‹‹Bu yaştan sonra bu sevinci tadabilir miyim?››
diye düşündü, ‹‹Üstelik efendim de yaşlı.›› 13 -RAB İbrahim'e sordu: ‹‹Sara niçin, ‹Bu yaştan
sonra gerçekten çocuk sahibi mi olacağım?› diyerek güldü? 14-RAB için olanaksız bir şey var
mı? Belirlenen vakitte, gelecek yıl bu zaman yanına döndüğümde Sara'nın bir oğlu olacak.››”
Günlük hayatı birazda kadınlara mahsus bir açıdan olarak bir nevi magazinsel
anlatımlar Kuran’da yer almaktadır. Kısır ve yaşlı Sare’ye ‘çocuğun olacak’ haberi elbet
günlük hayatın akışı içinde canlılık içeren bir haber ve Sare’nin şaşkınlığının hem söz ve hem
davranış olarak ayrıntısıyla anlatılması Kuran’ın magazinsel haberlerindendir.