Hücre zarlarının seçici geçirgenlik gibi çok önemli bir özellikleri vardır. Hücre içerisine alınacak maddeleri seçerek alırlar.
Ayak tabanları çok iyi emilim yaparlar.
Sizleri bu bilgilere ulaştırdıktan sonra sanırım yavaş yavaş asıl konumuza girebilirim. İnsan vücudunda olması gereken enzim sayısı 3.000, bugün vücudumuzda bulunan enzim sayısı 600 civarı. Yani vücudumuzun direncini arttıracak, metabolizma faaliyetlerinin tam olmasını sağlayacak çok sayıda enzime gereksinimimiz var.
Enzim, metabolizma faaliyetlerimizin gerçekleşmesi için aracılık yapan biyolojik katalizörlerdir.
Tükettiğimiz besinler sindirilip kana karışıncaya kadar bir dizi işlemden geçer. Sindirim sistemimiz içerisinde vücut hücrelerimizin yaklaşık on katı kadar faydalı bakteri (probiyotik) bulunur. Sindirim işlevinin %70 den daha fazlası bu bakteriler tarafından gerçekleştirilir.
Tam da bu noktada kilo sorunundan bahsetmek istiyorum.
Sindirim sistemine gelen bir A maddesi bir X bakterisi tarafından bir B besinine dönüştürülür. B maddesi bir Y bakterisi tarafından C ürününe, C ürünü bir Z bakterisi tarafından D ürününe, yani bir dizi değişim geçirerek vücuda yarayacak hale getirilir, sonra da sindirim organlarımızın çeperlerini oluşturan hücreler tarafından seçilerek kana karışması sağlanır. Sindirme işlemi zincirleme bir işlemdir. Eğer sindirim işlevinde zincirin halkalarından bir tanesi eksik olursa besin nihai ürüne dönüşemez.
Burada üç olasılık ortaya çıkıyor. Bunlardan birincisi besin tam da vücuttaki hücrelerin kullanabileceği duruma gelir, kana karışıp hücrelere ulaştırılır. İkinci olasılık besini çevirecek A bakterisi olmadığı için besin alındığı halde hiç işleme giremeden kalın bağırsağa yönlendirilir. Üçüncü olarak da besin sindirilme olayının orta bir yerinde bakteri türlerinden birisinin eksikliği nedeniyle yarı sindirilmiş bir duruma gelir. Vücut hücrelerinde metabolizma faaliyetlerinde kullanılacak duruma gelmemiş olan ürün daha sonra kullanılmak üzere yağa dönüştürülüp vücutta depolanır.
Sindirimin eksik gerçekleşmesinin nedeni sindirim sistemimizdeki probiyotik, vitamin, mineral ve enzim eksikliğinden kaynaklıdır.
Bağırsaklarımızdaki sindirim işlevine benzer bir olay toprakta gerçekleşir. Doğada bulunan organik atıklar böcekler, bakteriler ve mantarlar tarafından parçalanır. Her bir organik maddenin bozulması sonucunda çok sayıda mineral, enzim oluşur. Canlıların vücudundaki taşıma işlemlerinin hemen tamamına yakını suyla gerçekleştiği için bakteriler ve mantarlar nemli ortamlarda yaşarlar. Yağmur suları bitkilerin kök, gövde, yaprak ve meyvelerini, hayvan ölülerini çukur yerlerde biriktirdiklerinde bağırsaklarımızdaki sindirim işlemine benzer bir dönüşüm gerçekleşir.
Özellikle içerisine endüstriyel atık karışmamış doğal çamurlar gerçek bir probiyotik ve enzim kaynağıdır. Böyle çamur oluşumlarına çıplak ayakla basıldığında ayak tabanından vücuda enzim geçişi sağlanmış olur. Yaban hayvanlarının sağlıklı oluşlarının nedenlerinden birisi onların sürekli olarak toprağa basıyor olmasından kaynaklıdır.
Mandaların, yaban domuzlarının vücutlarının dirençli oluşunun altında yatan gerçeklerden birisi budur.
Kilo almanın nedenlerinden birisi vücuttaki probiyotik ve enzim eksiğinden kaynaklıdır.
Çıplak ayakla çamura ya da toprağa basmak; vücudumuzda biriken, ritmimizi bozan durgun elektrikten kurtulmamızı sağlarken ayak tabanlarımız topraktan enzim ve mineral emerek vücudumuzun ihtiyacı olan enzimleri arttırır…
Kilolarından şikayet edenler, kilo verme programı uygularken öncelikle toprağa basarak vücudunuzun ritmini kontrol altında tutmalısınız, bundan başka vücudunuzda eksik olan probiyotik, enzim ve mineralleri tamamlamalısınız.
Saygılarımla
