Diyanet İşleri eski Başkanımız Mehmet Nuri Yılmaz, Erzurum eski Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak ve ben.
Güllüce, siyasi görüşleri ne olursa olsun, tanıyan herkesin sevdiği bir bakan.
(Bizim de siyasi görüşlerimiz farklı ama işte buradayız.)
O nedenle ziyaretçisi oldukça fazla.
Özel kaleminden edindiğimiz bilgiye göre bu güne kadar 15 bin kişiyi ağırlamış Çevre ve Şehircilik Bakanımız.
Bakanlığın ışıkları istisnasız her gün gecenin 24.00’üne kadar yanıyor.
Saat 17.00’de ziyaretçi kabulleri başlıyor, 19.00’dan sonra Bakanlık işleri görülüyor.
Bakanın masasında iki bilgisayar. Notlar, yapılanlar, talimatlar bu bilgisayarlara alınıp ilgili birimlere iletiliyor.
Odada, beyaz tahta üzerine Bakanın günlük programı yazılmış. Gelen ziyaretçilerin bilgisine sunuluyor.
Kapıda ölçülü bir nezaketle karşılanıp, kırmızı halılar üzerinden Bakanın bulunduğu birinci kata alınıyorsunuz.
Alındığınız ilk odada misafirlere çay ısmarlanıyor, kartlar dağıtılıyor.
Bu kartlara adınızı, soyadınızı, telefon numaranızı, mail adresinizi ve talebinizi yazıyorsunuz.
Sonra bu kartlar toplanıp Bakana sunuluyor.
Sehpaların üzerinde atıştırmalık çerezler var.
Sonra, randevu saatiniz geldiğinizde makam odasına alınıyorsunuz.
Bakan her bir ziyaretçisini nezaketle dinliyor, sorunlarına karşılık veriyor.
Bu başarılı ziyaret trafiğini Bakanlığın tecrübeli Özel Kalem Müdürü Cemil Yalman’ın yönetiminde bir ekip yönetiyor.
Burada bir de kızımız var. Sibel Gözüm. Bir dostumuzun, hemşehrimizin kızı. İngilizce biliyor ve Bakanın dış ilişkilerinde görev alıyor. Aynı zamanda bir özel kalem görevlisi olarak gecenin yarılarına kadar hizmetini sürdürüyor.
Bir nezaket ziyareti için on beş dakika yeterli süre.
Bekleyen kalabalığı görünce daha erken kalkmak istiyoruz.
Bakan bey espriyi patlatıyor:
“Çay ikram etmeden olmaz, çünkü Erzurumlular her 36 saniyede bir çay içerler.”
Çaylarımızı yudumluyoruz.
Bakanın, başta Erzurum olmak üzere İstanbul’dan, Tuzla’dan ve ülkenin diğer illerinden pek çok ziyaretçisi var.
Ziyaretçilerinin çoğunluğunu belediye başkanları oluşturuyormuş.
Böyle bir trafiğe can dayanmaz ama Bakan dayanıyor.
Bir politikacının sevilme nedeni bu olsa gerek.