İlginç bir tesadüf; birinci ölümyıldönümü, kendinden iki yaş küçük olan kardeşi Şevket Demirel’in vefatının 40. gününe denk gelmiş. Halk arasında bu gibi durumlara “kırkı karışmış” derler.
İki merhum için İslâmköy’de ayrı ayrı törenler düzelendi.
İlk tören, sabah saatlerinde 9. Cumhurbaşkanı Demirel için.
İkinci tören, iftar saatinde kardeşi Şevket Demirel için.
Her iki törene de başta İsmet Sezgin, Esat Kıratlıoğlu, Vefa Tanır gibi yakın arkadaşları olmak üzere Adalet Partisi’nin eski bakanları, milletvekilleri, ülkenin dört bir yanından gelen vefalı Demirel sevdalıları katıldılar.
Diyanet İşleri eski başkanı Mehmet Nuri Yılmaz cenaze namazını kıldırmıştı, bu kez duasıyla iştirak etti.
Şevket Demirel’in vefatının 40. Gününde aile İslâmköy meydanında 3500 kişiye iftar yemeği verdi. İftar’dan önce davetlilere, Türkiye’nin meşhur hafızlarından Kur’an ziyafeti de verildi. Kocatepe camii imamı İsmail Coşar ve Hacıbayram camii eski imamı Abdulkadir Şehidoğlu Kur’andan Sure’ler okudular. Şevket Beyin kızı Binhan hanımla evli olan damadı İstanbul Milletvekili İlhan Kesici de hafızların yanına geçip Fatiha Suresi’ni okudu.
Kesici, Demirel’in mezarı başında, eşiyle birlikte aileye sunulan taziyeleri de aile adına kabul etti. Binlerce insanın ellerini sıktılar.
Anma törenleri çok iyi düzenlenmişti.
Bu arada 9. Cumhurbaşkanı Demirel’in son nefesine kadar hizmetinde olan doktoru ve danışmanı Aylin Cesur’un emek ve çalışmalarını da kaydetmek gerekir.
Süleyman Demirel adına bir de “Süleyman Demirel Cumhuriyet ve Demokrasi Kulübü” kurulmuş. Abdullah Sevgili, başarılı çizgileriyle bu kulübe en fazla emeği geçenlerden biri.
Bu gün, bu Şevket Demirel’i yazmak istiyorum.
Şevket Demirel, “ağam” diye hitap ettiği ağabeyinin arkasında hep görünmeyen kişi olarak kaldı. Oysa, O’nun en yakın danışmanıydı. İsteseydi milletvekili olurdu, bakan olurdu, hatta Demirel’in yasaklı olduğu dönemde partinin başına geçip başbakan bile olabilirdi. O, ağasının geri planında kalmayı tercih etti. Sadece Adalet Partisi İsparta İl Başkanı unvanıyla yetindi. Uzun yıllar bu görevi lâyıkıyla yerine getirdi.
İsparta denince akla Süleyman Demirel’le birlikte Şevket Demirel gelir.
İsparta’da iş adına, yatırım adına ne varsa hepsi Şevket Demirel’in imzasını taşıyor.
Ağası için yaptırdığı Anıt Mezar ve müzede de O’nun imzası var.
Üstün meziyetleri olan bir insan. O da ağabeyi gibi İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun.
İyi bir mühendis, başarılı bir iş adamı.
Orman ürünlerinin işlendiği Orma Şirketi O’nun eseri.
Çimento Fabrikası da.
Şevket bey bunlarla yetinmemiş, İsparta’ya Türkiye’nin en modern eğitim kurumlarından birini armağan etmiş: Isparta TED Koleji.
Bu eğitim kurumunun başında İsparta eski milletvekili Mustafa Fikri Çobaner var.
O da bir mühendis.
Ana okulu, ilkokul, ortaokul ve lise kısımlarından ibaret, modern araç, edevat ve tesislere sahip bu kurumun temelinde harcı ve teri olan insan. Çobaner’le birlikte bu tesise büyük emeği geçen ve halen kadrosu içinde yer alan Şevket beyin yakın arkadaşı Emin Dilmen’i de anmak gerekiyor.
Kendileriyle yaptığım sohbette, Şevket beyin insani meziyetlerini de öğrenmiş oldum.
Çobaner’den naklen:
Isparta’da yıllarca Şevket beye laf saydırmış olan rakip partinin il başkanı hastalanmış. Şevket bey bu iflah olmaz muarızına geçmiş olsun ziyaretine gitmek istemiş. Arkadaşları, özellikle de Emin bey şiddetle itiraz etmişler. “Biz sana ettiği laflardan dolayı adamla kavga ettik, sen bizi ziyarete zorluyorsun” diye çıkışmışlar.
Şevket beyin Cevabı:
“Ne yani, öte tarafa küs mü gidelim. Hadi gidiyoruz.”
Hep birlikte gidilmiş, hem barışılmış, hem geçmiş olsun temennisinde bulunulmuş.
Şevket beyin dara düştüğü dönemler de olmuş. TMSF’nin mallarına el koyduğu dönemde bir hayli zora girmiş.
Kapsamlı bir hukuki mücadele sonunda mallar yeniden iade edilmiş.
O dar günlerde Şevket beyin kapısı dara düşenler tarafından çalındığında, elinde avucunda ne varsa yardımda bulunmaktan geri kalmamış.
Bu da O’nun neden sevildiğini anlatan güzel davranışlardan biri.
Rahmet içinde olsunlar.