Seçilmiş olmanın heyecanı içinde mi, yoksa Başbakan'dan söz alarak mı böyle bir açıklamada bulundu, bilmiyoruz.
Ne olursa olsun, kulağa ve akla hoş gelen bir proje.
Erzurumlunun dediği gibi; “öterse...”
Her ikisi de hükümet kararına bağlı olan projeler. Hükümet Erzurum için bu yatırım kararlarını almışsa, bunu Başbakan açıklamaz da, Belediye başkanına mı bırakır?
Bu sorunun cevabını bize zaman verecek.
Özellikle rafineri projesinin bölgeye çok önemli ekonomik katkılar sağlayacağı muhakkak.
Bunu, TÜPRAŞ'IN efsane Genel Müdürü Mehmet Savran'la konuştum.
Türkiye'de petrol piyasası ve rafineri denince akla ilk gelebilecek üç-beş isimden önde gelenidir Mehmet Savran.
Genel Müdürlüğü döneminde büyük başarılara imza atmıştır.
Yaptığı iyileştirmeler ve kurduğu Hydro-cracker tesislerle TÜPRAŞ'ta kalite ve verimliliği iki katına yükseltmiş, bu kuruluşu 10 milyar dolarlık bir piyasa değerine yükseltmiştir.
Onun içindir ki, TÜPRAŞ'ın sadece yüzde 51'lik hissesi 4 milyar doların üstünde bir fiyatla Koç Topluluğuna satılabilmiştir.
Rafineri kurma ve işletme konusunda haklı bir ünvanı elinde bulunduran Savran'ın ünü sınırlarımızın dışına taşmış bulunuyor. Halen, yurt dışında da bazı rafinerilere danışmanlık hizmeti vermektedir.
TÜPRAŞ eski Genel Müdürüne “Erzurum'a rafineri kurulması fizıbıl mıdır?” sorusunu yönelttiğimde verdiği cevap özet bir cümle ile şu oldu:
“Hem fizıbıldır, hem Erzurum'u ve bölgeyi hoplatacak bir projedir.”
Böyle bir projenin maliyetinin 4 milyar dolar civarında olabileceğini belirten Mehmet Savran, bir kara rafinerisi için hayati önem taşıyan soğutma suyu ihtiyacının Aras nehrinden karşılanabileceğini kaydetti.
Erzurum'da kurulacak rafinerinin Kırıkkale Rafinerisi emsalinde olması halinde yılda beş milyon ton ham petrol işleyebileceği varsayılıyor.
Buradan elde edilecek ekonomik değer, yan faaliyetleriyle birlikte bütün Doğu Bölgesini ihya edecek bir büyüklüğe ulaşabilir.
İstihdam yönünden en az iki bin kişiye hitap eder.
Rafineriyi Hükümet ya devlete kurdurtur, ya özel sektöre izin verir.
Her iki halde de, böyle bir projeye dış para bulmakta sıkıntı çekilmeyeceği açıktır.
Rafineri kurma konusunda dünyada tecrübeli üç-baş ülke var. ABD başta olmak üzere Japonya, İtalya, Rusya.
Bu ülkelerle yatırım işbirliği yapılabilir.
Rafineride elde edilen işlenmiş ürünler, başta komşularımız Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan olmak üzere İran ve Rusya'ya da ihraç edilebilir.
Doğu Bölgesi'nin, hatta Karadeniz'in tüm petrol ihtiyacı Erzurum'dan karşılanabilir.
Bilindiği gibi Doğu ve Karadeniz bölgelerinin işlenmiş petrol ihtiyacının bir kısmı İzmit Rafinerisinden, diğer bir kısmı da Kırıkkale Rafinerisinden karşılanmaktadır.
Bu teşebbüs, beni olduğu kadar, eski TÜPRAŞ Genel Müdürü Mehmet Savran'ı da heyecanlandırdı.
Adı bile aynı anda ağzımızdan döküldü:
“Nene Hatun Rafinerisi!”
Ve tabii ki Doğalgaz Çevrim Santrali.
Umarız, Erzurum'un yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen bu konuyu Başbakanla konuşup, öyle açıklamıştır.
Takibini yapar, bu iki tesisi Erzurum'a kazandırırsa çok büyük bir hizmeti bölgeye kazandırmış olur.
Bu iki proje sadece bölgeyi uçurmaz, buna önayak olanları da uçurur.
Böylece Erzurum, AKP'ye verdiği oyların karşılığını helâlinden almış olur.
İkinci defa iptal edilen Hastaneler projesi yeni bakan Müezzinoğlu'nun hışmına uğramış olsa da...