Bile bile yapıyorsan, buna ne denmesi gerektiğini ben söylemeyeyim, sen anla.
Yaptıklarını, sorgulamadan “masun” hale getirmek için kurmak istediğin düzen masum bir düzen değildir.
Rüzgâra karşı “küçük abdest”ini yapıyorsun.
Serpintileri üstüne bulaşıyor!
Karşındaki ne diyor?
Eşit vatandaşlık.
Sormak lâzımdır:
Eşit değilsen, Meclis’te işin ne, Bakanlıklarda işin ne, hakimlikte, savcılıkta, doktorlukta işin ne?
Bu imkânlara rahatlıkla kavuştuğuna göre bu devlet seni diğerinden ayırmamış.
O’na hangi hakları vermişse sana da vermiş.
Dil diyorsan, kullan; kime ne?
Yasak mı var?
Ama bu dili devlet dili yap diyorsan orada dur!
Devletin dili tektir,
Vatanı tektir,
Bayrağı tektir.
Bir vatanda iki devlet, iki bayrak olmaaaaaz!
İki dil de olmaz.
Amerika’da 72.5 millet yaşıyor, her birinin dili devlet dili mi?
Dünyada 6-7 bin civarında dil konuşuluyor, 6 bin devlet mi var?
Onların ne yapmak istedikleri çok belli.
Özerklik adı altında federasyon,
“Dil” bahanesi altında milletleşme!
Üniter devleti yıkmak!
Yerine, ortak bir devlet, yani federasyon inşa etmek.
Vatan ortak olur da
Devlet ortak olursa bölünme kaçınılmazdır.
Devleti paylaştırırsan coğrafyayı da, dolayısıyla devleti de paylaştırmış olursun.
Otuzaltı civarında etnik grup sayıyorsun ya;
Attığın adım, bu ülkeyi otuza, kırka bölmektir.
Buna gücün yeter mi sanıyorsun?
En tepeye çıkmakla kurtulacağını mı zannediyorsun?
İhtirasın seni tepelere koştururken,
Oraların bir gün senin için derin birer uçurum olacağını düşün.
Gafil olmanın da derecesi vardır.
Sen, ondan da ötesin!