Gecenin son saatlerine yakın Başbakanlık Koordinasyon Merkezi’nin yaptığı açıklamaya göre saldırının ağır bilançosu şudur:
95 ölü, 48’i ağır olmak üzere 246 yaralı.
“Saldırının arkasında kim, ya da kimler var?”
Bu soru Reyhanlı’dan beri soruluyor. Üstüne Suruç ve Diyarbakır da eklendi, henüz açık bir cevabı yok.
Bize sorarsanız; kim, ya da kimler yararlanıyorsa, arkasında o veya onlar var!
Ama, ülkeyi yönetenler acz içinde olduğu için işin arkasında olanların hain planlarının önüne geçilemiyor. Zayiat üstüne zayiat veriyoruz.
Şehitlerimizin al bayraklı tabutları üzerine ağıtlar yakıyoruz.
Yani, Türkiye içten ve dıştan duble ihanetler karşısında; bu ihanetleri bozguna uğratmak yerine, bizimkiler duble yol yapmakla avunup övünüyorlar.
Bu ülkeye yol da, tünel de, köprü de, hava alanı da lâzım elbet.
Ama, her şeyden önce huzur ve güvenlik. Yaşama hakkı. Mal ve can güvenliği. Özgürlük.
Kabiliyetleri sınırlı. Yapamıyorlar, başaramıyorlar.
Ülkeyi iyi yönetemiyorlar.
Kiziroğlu Mustafa bey çocuk kandırır gibi ara sıra “kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın” diye kükrüyor, ara sıra da güldüren demeçler veriyor.
Suruç’taki saldırgan yakalanıp hukuka teslim edilmişmiş!
Yahu, adam canlı bomba. Kendi kendini imha etti, o kadar insanın da canına kıyarak gitti.
Sen bunun neresini, hangi parçasını hukuka teslim ettin?
Yarın da çıkıp, bu ağır bilânçoyu aynı gülünç mantıkla izaha çalışacaklar.
Rivayetler muhtelif:
Olayın arkasında PKK’yı görenler de var, İŞİD’i görenler de.
Hatta, bazıları daha da ileri gidip, bütün bu olayların arkasında “devlet”in olduğunu iddia edebiliyorlar.
Bu konuda hükümeti suçlamak haksızlık.
Hiçbir hükümet halkının arasına canlı bomba koyarak onlarca masum insanın canına kıymaz, kendini böylesine zor duruma düşürecek bir eylemin arkasına düşmez.
Başta söylediğimizi söyleyebiliriz ancak:
Acz içindeler. Olaylarla başa çıkamıyorlar.
Bunu Başbakan kendisi itiraf ediyor. “Bu hükümet AKP hükümeti değildir” diyerek aczini örtmeye çalışıyor ama nafile.
Herkes biliyor ki, bu hükümet, bal gibi bir AKP hükümetidir.
Seçim hükümeti diye kurduğun hükümette senin bakanların ve son anda bağımsızlaştırdığın milletvekili ve bürokratlarından başka kim var Allah aşkına?
Belki; bu olayın failleri de yakalanamayacak.
Belki, Suruç’ta olduğu gibi canlı bombaların parçalanmış cesetleri “hukuka teslim” edilecek.
Son söz:
Gidin artık!
Milletin yakasından düşün artık!
Emaneti ehline verin artık!
Bu olay Batı’da olsa, hükümet istifa eder, güvenlik ve istihbarat birimlerinin yetkilileri derhal açığa alınırlardı.
Tıs yok!
Gülünç mazeretler üreterek pişkinliğe abide dikiyorlar.
Çare: Geniş tabanlı Milli Hükümet!