Belli ki, Davutoğlu Başbakan; Gül, saha kenarından top koşturanları izleyecek.
Bir süre böyle gider de, sonu ne olur; hep birlikte görürüz.
Kurucunun da ifade ettiği gibi; AKP altı ay içinde bölünür ve bir daha iktidar yüzü göremez.
Sonrası, mahkemelerle, yargılamalarla devam eder.
Belki de Silivri yeni sakinlerini ağırlar.
Kim bilir?
Biz muhalefete bakalım.
Bundan sonra, muhalefetin işlevi daha da önem taşıyor.
Taşlar yerinden oynar diye düşünenlere kötü haber:
Başkanlar kendileri oynatmadıkça, hiçbir taş yerinden oynamaz.
Anlayacağınız; Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de yerinde kalır.
Gidenler gider, kalan sağlarla devam edilir.
Çünkü, bu hep böyle olmuştur. Yine öyle olacaktır.
Muhalefette yeni ve etkili bir parti devreye girebilir.
Bu da Merkez Sağ’ın partisi olur.
SP’nin başında ileriki dönemde bir değişiklik olabilir. Başına Gül’ün geçmesi gibi.
DP’nin başına daha etkili bir isim davet edilebilir. İlhan Kesici gibi.
BBP, iç hesaplaşma sonucu kendine en yakın parti ile bütünleşebilir.
DYP, yeni alıcılar beklemek üzere rafta bekleyebilir.
MHP’de Devlet Bahçeli, adı liderlik için geçenleri ilk seçimde tasfiye edebilir.
Meral hanımın partideki akıbetini bekleyip göreceğiz.
CHP’de Kılıçdaroğlu Baykal ve ekibini tasfiye edebilir.
CHP, başka bir tabela altında doğum yapabilir.
Bazı partilerde iç gebelikler yaşanabilir. Buna iktidar partisini de katmak lâzım.
Biz, gariban vatandaşlara gelince;
Sonumuzu Allah bilir!