Nihayet açığa çıktı ki, 11’le 12 birbirlerinden hiç haz etmiyorlar.
On bir onikiye “dışarıya bakışını gözden geçir” dedi.
Oniki buna öfkelendi.
Ağzına geleni saydırdı:
“İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar…Onları oldukları yerde bırakıp yolumuza devam ettik.”
Her biri kurşun gibi!
Biri öfkesinden, diğeri şaşkınlığından mosmor.
Güçten yana olanlar Onbiri yalnız bıraktılar.
Onikiye dik durduğu için bir de “elif” armağan ettiler.
Bunu, Onbirin gözlerinin içine baka baka yaptılar.
Bunların vefa menzili bu kadar.
Sofrada Onikinin leydisi vardı ama, Onbirin leydisi yoktu.
İki leydinin yıldızları bir türlü barışmamıştı zaten.
Onbirin leydisi “intifada”ya kalkışacak kadar kızgındı.
Onbirle Onikinin kapışması alttan alta, bazen de üstten üste devam edecek gibi görünüyor.
Onbir, durup dururken bu konuşmayı yapmadı.
Birkaç gün öncesinde İngiltere’ye gittiği biliniyor.
Oradan bazı telkinlerle dönmüş olabilir.
Bilinen şu ki, O, İngiltere ekolünü temsil ediyor.
İngiltere, büyük ağabeyin akıl hocası.
İsrail’in de içinde yer aldığı üçlü ittifakın oyun kuranı.
Onbirin sözlerinden anlaşılıyor ki,
Dünyayı yöneten güçler, Onikinin Ortadoğu politikasından memnun değil.
Bu politikanın değişmesini istiyorlar.
Onbir de bunu seslendirdi.
Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali, bu kapışma ileriki günlerde Onbiri harekete geçirebilir.
Onbir, parti içindeki gayrimemnunları da yanına alarak yeni bir oluşuma adım atabilir.
Parti bölünebilir.
Bu bölünmeden, Onikiye “dur!” levhası gösterilebilir.
Onbir, ince hesap yapar, derinden gider.
Onikinin hesabı daha açıktır. Bodoslamasına dalar.
Bundan sonrası, “Pehlivan tefrikası”dır.
Bu oyunda peşrev bitmez.