Ortak aday belirleme fikrine kapıyı açan Bahçeli “çatı aday” formülü ile Tayyip bey karşısındaki yüzde 57'lik oy blokunu tek aday üzerinde konsolide etmeye çalışıyor.
“Peşin mağlûp” başlıklı yazımda konuyu irdelerken MHP'ye ve Devlet Bahçeli'ye haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Bunun için de samimi ve gerçekçi bulduğum bu gayreti özür beyanım ile birlikte alkışlıyorum.
Bahçeli, “nazikdönem” vurgusunu yaptıktan sonra, bunu tek defaya mahsus olarak önerdiğini açıklamıştır. Demek istemiştir ki; ülkemiz için hayatı önem taşıyan bu seçime parti çıkarlarını öne alarak tutum geliştirmek hatalıdır.
Herkesin, “Bunu nereden bulmuşlar” diyeceği bir adayla kamuoyunun önüne çıkacaklarını bildiren Bahçeli, partilerden CHP , SP ve BBP ile görüşerek bu adaylarına destek isteyeceğini, daha uygun bir ‘çatı adayı’ çıkarılması halinde ona da destek vereceklerini söylüyor.
Bahçeli, adayda olması gereken nitelikleri de belirliyor:
Milliyetçi olacak.
Muhafazakâr olalcak.
Manevi değerleri taşıyacak.
Lâik bir aday olacak.
Cumhuriyetin değerlerini içine sindirmiş olacak.
Demokratik değerlere sahip olacak.
Altına, CHP'nin de imza atabileceği nitelikler.
Bu niteliklere sahip adaylar vardır elbette. Önemli olan; yüzde 57'lik oy blokunun “hah, işte budur!” diyebileceği bir ismi ortaya çıkarmaktır.
MHP lideri, diğer partileri de “ortak akıl” noktasında buluşturmak üzere yapacağı temas ve çalışmaların on-onbeş gün içerisinde sonuç verebileceğini düşünüyor.
Saydığı niteliklerle birlikte, Bahçeli'nin öne sürdüğü şu gerekçe birleşmek için yeterli bir tez oluşturmuyor mu?
“Biz kutuplaşma istemiyoruz. Onun için de kutuplaşmayı yaratan birinin cumhurbaşkanı olmasını doğru bulmuyoruz. Gece gündüz düşünüyoruz.”
Cumhurbaşkanlığı seçimi denince sürekli olarak Gül ve Erdoğan'ın öne çıkarılmasından, hatta şimdiden seçilmiş gibi gösterilmelerinden Bahçeli de rahatsız. Bunu açıkça ifade ediyor. Diyor ki:
“Bu tablo üzüntü verici bir durumdur. Bu arkadaşlar oturuyor, adayı tespit ediyor, sonucu da açıklıyor. Hiçbiri de Tayyip Erdoğan’ın neden seçilmemesi gerektiği üzerinde tek kelime etmiyor.”
Ve hüküm cümlesi:
“Erdoğan’ın bu ülkede cumhurbaşkanı olmaması için haklı nedenlerimiz var. İşte 17-25 gerçeği var (17 ve 25 Aralık operasyonları) oralardan ortalığa saçılan ciddi iddialar var. Böyle biri Türk milletine cumhurbaşkanı olamaz.”
Bu cümleyi birçok kez CHP liderinin ağzından da işittik.
Şimdi adım atma sırası kendisindedir.
Kılılçdaroğlu'nu görelim!