Otobüs yazılarına devam.
Etlik semtindeyim.
Bindiğim otobüste daha çok muhafazakârlar var.
Burası muhafazakâr yoğunluklu bir semt.
AKP'nin kalelerinden Keçiören'in semti.
İki kişi hararetli bir konuşma içinde. Yaklaşıyorum.
Biri diğerine anlatıyor:
“Sabah bindiğim otobüste öyle bir olay oldu ki sorma.”
“Nasıl?”
“Sakallı bir adam, iktidarı methediyordu.
'Hem dine, hem millete hizmet ediyorlar. Allah razı olsun.'
'Çalıyorlar ama çalışıyorlar! Benden yana helâl olsun' dediğini duyduk.
Konuşmayı ters bakışlarla izleyen bir hanım birden patladı.
Adamı yakasından tuttu ve saydırmaya başladı:
'Utanmaz adam, bir de yalakalık yapıyorsun.'
'Memleketi yiye yiye bitiremediler, sen helâl olsun diyorsun!'
'Madende ölen işçinin babasının ayağındaki lastik ayakkabıyı da mı görmedin?'
'O yaşlı anne hiç mi yüreğini sızlatmadı?'
'Fakülte bitirmiş gençler işsiz-güçsüz dolaşırken, bunlar kendilerine saray yaptırıyorlar. Gözün kör mü?'
'Sizin gibileri Voyvoda'nın kazığına oturtmak lâzım.'
'Zavallı, akılsız tipler. Sizin yüzünüzden bunlar başımıza dikildi.'”
Adam bin pişman, susup kalmış.
Hanım orta yaşlı biriymiş. Emekli memur, ya da öğretmen olhabilirmiş.
Bizimkinden bilgili olduğu açık.
Keşiflerle kişileri karıştırmamış en azından.
“Kazıklı Voyvoda” tarihten gelen bir isim.
Kazığıyla meşhur.
Oturtulanlar iflah olmamış.
***
Burnundan solumak buna derler.
Bu hanımefendinin eline fırsat geçse acımadan hepsini Voyvoda'ya havale eder.
Ulus'ta inip bizim Oran otobüsüne biniyorum.
Karşımda oturan hanımlar, karşılarındaki yaşlı beyle sohbet halinde.
“Memura, emekliye yüzde üç zam, bunlar da götürüp dursunlar!”
“Doymuyorlar beyefendi doymuyorlar. Emekliyi düşünen yok, habire kendi maaşlarına zam yapıyorlar.”
“Sarayları başlarına yıkılır inşallah!”
Sonra çarşı-pazar muhabbeti.
“Ayıptır söylemesi, geçen gün hamsi aldım, pişiremeden çöpe attım. Dağılıyordu. Bayat balık satmışlar. Allah'ından bulsun!”
Yaşlı beyefendi tecrübesini konuşturuyor:
“Kasabın ve balıkçın hep aynı olmalı.”
“Bir de berberiniz.”
“Sizin için en iyisini yaparlar.”
Karşıdaki hanım hak veriyor.
Ve Sakarya'daki balıkçıyı tarif ediyor.
“En iyi balık orada.”
“Turşucunun yanındaki balıkçı.”
İsmini de veriyor ama, reklam olmasın diye yazmadım.
Unutmadan; siz siz olun, otobüslerde iktidarı methetmeyin.
“Voyvoda'nın kazığı”nı hatırlayın.