“Diyanet Vakfı tarafından 1 trilyon liraya satın alınıp Başkanın altına çekilmiş.”
Bu ifade, hararetli hararetli bu konuya tartışan bir grup vatandaşımıza ait.
Başkanın 1 trilyonluk makam aracı öylesine tepki uyandırmış ki, bu güne kadar hiç bir Başkan hakkında işitmediğim sıfatlara tanık oluyorum.
Ağır ifadeler.
Bunları tekrarlayamam.
Hem Diyanet İşleri Başkanlığı makamına haksızlık olur, hem dava konusu olabilir.
İyisi mi, konuşmaları masum tarafından ele alalım:
“Yav bu ne israf kardeşim?”
“Adama bak, 1 trilyonluk mersedese binecek, sonra da camilerde israfın haram olduğuna dair fetva verdirecek.”
“Senin peygamberin deveye biniyor, hasırda oturuyordu be kardeşim!”
“Söze gelince 'arpa ekmeği yiyen peygamber” diyorlar, kendilerine gelince her şeyi havutuyla götürüyorlar.”
“İsrafın haram olduğuna önce kendilerini inandırsınlar.”
“Bu ne biçim müslümanlık yahu?”
“Sarıklısı bunu yaparsa, çarıklısı ne yapmaz!”
“Alimleri de hırsızlığa fetva çıkarmış.”
“Adında kara olan adam. Demiş ki, yolsuzluk hırsızlık değildir. Hay senin alim diye...”
“Böyle dinayet (halkımız diyanet'i bazen böyle ifade ediyor) işleri başkanı mı olur?”
“İşte söylüyorum: Bu araba başkanı götürür kardeşim.”
“Hem de vakıftan! Utanın, be utanın!”
“Biz de vakfı bişey sanıp kurbanlarımızı kestiriyoruz. Yazıklar olsun!”
“Bunların dine verdiği zararı kimse vermedi.”
Yandaki hanım söze karışıyor. Kendisinin üniversite mezunu olduğunu vurgulayarak:
“Beyefendi bunlar fakirlikten ve cehaletten besleniyorlar.”
“Milleti bulgura makarnaya talim ettirip kendileri en lükshayatları yaşıyorlar.”
“Halkın yoksullaşması işlerine geliyor.”
“Millet de zannediyor ki kömürüdür, bulgurudur, makarnasıdır, bunların cebinden çıkıyor. Bunlar giderse aç kalacaklar.”
“Yahu kardeşim bütün bunlar devletin bütçesinden veriliyor. Kim gelirse verecek. Bunların gidişiyle her şey duracak değil ya. Yok böyle bir şey.”
“Tutturmuşlar bir Osmanlıca. Birbirlerine Osmanlıca yazılı şiirler hediye ediyorlar. Belli ki hedeflerinde harf devrimi var.”
“Ama bu millet bunlara izin vermez. Sonunda vazoyu kıracaklar.”
Tepkiler böyle.
Kim duyar, kim dinler demeyin.
Sonunu gözleyin.
Adamın dediği gibi;
“Bu araba bu başkanı götürür!”
Evine değil,
Kurum dışında bir yere.
Sarayın altında ezilen iktidar,
Bir de başkanın arabasının altında ezilecek değil ya!