O'nda hata, bizde eleştiri bitmez.
Herkes yolunda gider.
Ama, bir hakkını teslim ederim:
Çok iyi Kur'an tilavet ediyor.
Geçenlerde televizyonların birinde, bir evde Kur'an okurken kaydedilmiş görüntüsünü izledim.
Doğrusunu isterseniz, okumasından etkilendim.
Güzel Kur'an okuyanlar beni her zaman etkilemişlerdir.
Küçük yaşlarda, özellikle Ramazan ayında ikindi vakitleri Erzurum Gürcükapı Camii'ne gider, Hafiz Nazif'in okumalarını dinlerdim. Çok etkilenirdim.
O, rahmetli oldu.
Oğlu, Hacıbayram camiinin eski imamı Abdulkadir Şehidoğlu da hafızlığı babasından öğrendi.
Türkiye'nin çok önemli bir kaç Kurra hafızından birisidir.
Görevde olduğum dönemde, Hac organizasyonunu yerinde izlemek üzere Başbakanlık'tan bir heyetle görevli olarak mukaddes topraklara gitmiştik.
Şimdi YOYAV (Yoksullara Yardım Vakfı) başkanı olan, Vakıflar Genel Müdürlüğü eski Daire başkanlarından İbrahim Ateş'le aynı odayı paylaşmıştık.
Sabah namazlarını cemaatle kılıyorduk.
Sekiz on kişiydik.
Namazları hep İbrahim bey kıldırırdı.
O kadar güzel Kur'an okurdu ki, o namazın bitmesini hiç istemezdim.
Bazen, “nolur uzun bir sure oku” diye ısrar ederdik.
Yine, bazı hafızlar tanıdım.
İbrahim Kırküzer, Hüseyin Kotan, gibi.
Bunlar da benim Erzurumlu hemşerilerim.
Yaslı günlerimizde hep onların tilavetiyle huzur bulduk.
İsimlerini unuttuklarımdan özür diliyorum.
Yeri gelmişken, bir kere daha teşekkür etmek isterim kendilerine.
Şimdi onlar devlette görev almışlar.
Onların da okumalarını huşu ile dinler, büyük zevk alırdım.
Hep onu söylerim:
Sesi güzel olmayan, güzel kıraat edemeyenler hafız olsalar da lütfen cemaat içinde sesli okumasınlar.
Kur'an, sesi güzel olanlara, iyi kıraat edenlere yakışan bir okuma gerektiriyor.
Geçen gün televizyonda Tayyip beyin Kur'an okumasını da izlerken aynı duygulara kapıldığımı söyleyebilirim.
İç geçirdim:
Tayyip bey keşke Başbakan olmasaydı da hafız olsaydı.
Ne kadar iyi olurdu.
Hem dine hizmet ederdi, hem müslümanlara.
Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'te çıkan yazısından öğrendim ki, siyasi hayatımızın önemli değerlerinden eski DTP Müsteşarı ve İstanbul Milletvekili İlhan Kesici de güzel Kur'an tilaveti için Amir Ateş Hoca'dan Kur'an, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim görevlisi Çolpan Metin'den şan dersleri alıyormuş.
Bir Cuma namazında bizzat şahit olmuştum.
İmam, uzun bir süre okudu.
Sonraki sohbet sırasında Kesici imamın okumasını beğendiğini, ancak okuma sırasında küçük bir hata yapıp sonra toparladığını söyledi.
Yanımızda Ezher mezunu bir hafız vardı.
Bu yanlışı kendisinin de farkettiğini, ama Kesici'nin bu bilgisine şaşırdığını itiraf etti.
Kesici, çok iyi bir Aşr-ı Şerif okuyucusu.
Aşr-ı Şerif, cemaatle kılınan namazlardan sonra veya manevi toplantılarda, yaygın olarak da vefat-cenaze merasimlerde Kur'andan okunan ayetlerdir.
Kesici de iyi hafız olurmuş.
Ama biz O'nun hakettiği yöneticilik koltuğuna da oturmasını isteyenlerdeniz.
Onun için “Adayımız Kesici” diyoruz ya...