“Üçü dokuza vurmak”, üç talakla boşamanın Erzurumca ifadesidir.

            Bu deyimi çocukken duymuştum.

            Karşılıklı iki komşunun konuşmasından:

            “Kız Melehe, bilir misen?

            Neyi?

            Sebehe’nin erini.

            Ne olmuş?

            Üçü dokuza vurmuş, Sebehe’yi boşamış!”

            Üç talakla boşanmak, Bakara Suresi’nde şöyle ifade edilir:

            "Eğer koca, eşini ikinci talaktan sonra üçüncü defa boşarsa, artık başka bir kocaya varıp ondan boşanmadıkça, o kadın ilk kocasına helâl olmaz. Ama bu ikinci kocası kendi rızasıyla onu boşar ve kadın ile ilk kocası Allah’ın koyduğu evlilik hukukunu yerine getireceklerine inanırlarsa, nikâhla bir araya gelmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın belirlediği hudutlardır ki bilmek isteyenler için O bunları beyan buyurmaktadır." (Bakara, 2/230)

            Siyasette karı-koca durumu söz konusu olmadığına göre, buradaki “boşanma” olayını siyasi jargonla açıklayabiliriz.

            Önce Selahattin Demirtaş, yaptığı kısa grup konuşmasında:

            “Biz nefes aldıkça başkanlık sana haram, haram haram! diyerek birinin Başkanlık hayalini suya attı.

            Ardından, Hükümet Sözcüsü Arınç dördüncü talakla topa girdi:

            “Bundan hoşlanmadım, hoşuma gitmedi, soğuk veya sıcak karşıladım'' beyanları kendi hissi beyanlarıdır, hükümeti bağlamaz.”

            Yukarıdakinin, izleme heyetiyle ilgili sözlerine cevap olarak ifade etti.

            Karşılıklı atışmaların bundan böyle nasıl bir seyir izleyeceğini bilmiyoruz.

            Ama yukarıdakinin ve aşağıdakilerin meşreplerini bilenler için zor değil.

            Yukarıdaki, daha ağır bir ifadeyle üzerlerine çullanacak, aşağıdakiler de ağırdan alıp, yine bildik üslupla kıvırtacaklar.

            Omurga meselesi.

            Sözün kısası:

            Başkanlık hayali de, liderlik karizması da “üçten dokuza” vuruldu. 

            Bunu ancak hülle yoluyla bir başka ilişki kurtarır ki;

            Bakalım, sonu nereye varır?