Akbaşkan  için uyarlanan “Kiziroğlu Mustafa bey” deyişinde O’na önce

“bir beyin oğlu”, sonra da “zor beyin oğlu” diye bir yakıştırma
var.

Zor beyin kim olduğunu anlatmaya gerek yok.

Zor beyin kendi yetki sınırlarını aşarak para piyasalarını hizaya
sokma hırsı gülünç olmaktan da öte Türkiye’yi, Türk müteşebbisini her
bakımdan zora sokacak sonuçları beraberinde getiriyor.
Merkez Bankası’nın eski ve yeni başkanları üzerinden yaptığı gereksiz
tartışmalar dış piyasalara borçlu olan özel sektörün üzerine daha
şimdiden 18.7 milyar (altı sıfır ekleyelim) liralık bir yük bindirmiş.
Her ağzını açtığında dolar kendi rekorunu egale ediyor. Bu artışların,
Mayıs ayında dış piyasalara ödemesi olan özel sektöre ve
sanayicilerimize bindirdiği yük, bu tartışma böylece devam ederse daha
da büyüyecek gibi görünüyor.

(Türkiye’nin toplam dış borcu yaklaşık 400 milyar dolar. Toplam 400
milyar dolar dış borcun 210 milyar doları özel sektörün borcu. Dolar
fiyatı 2.00 TL iken özel sektör borcunun TL karşılığı 420 milyar TL,
Dolar fiyatı 2.40 TL olunca borcun TL karşılığı 500 milyar TL oluyor.)
Zorbey, “ekonomist”lik taslıyor ama, ekonomiyi iyi bilenler, pek de
onun fikrine katılmıyorlar.

Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, isyanını “O halde bütün
klasik ekonomi kitaplarını, Ricardo’ların, Keynes’lerin görüşlerini
bir meydana toplayıp yakalım” sözleriyle dile getirirken, dalgasını da
geçmiş oldu.

Ardından TÜSİAD’ın yeni başkanı Symes patladı.

Yaptığı konuşmada, Merkez bankalarının refah
yaratamayacaklarını, ana görevlerinin fiyat istikrarı olduğuna dikkat
çeken Symes, "Bağımsız kurumlarımızın bağımsızlığını, size tekrar
söylememe gerek yok, TÜSİAD olarak önemsiyoruz" dedi ve şu konuların
altını çizdi:

"Yıllardır bütün söylemlerimizden bu kurumlarının bağımsızlığının
Türkiye ekonomisi için öneminin bir kere daha altını çiziyorum. Bu
konuda TÜSİAD’ın görüşü hiçbir şartta, değişmeyecektir. Dolayısıyla
ülkemizde son dönemde bu yöndeki kamunun, iş dünyasının kafasını
karıştıran gelişmelerin de sonlandırmasını şahsen ve TÜSİAD olarak
diliyorum."

Cansen Başaran Symes’in bu sözleri salondaki iş adamları ve iş
kadınları tarafından alkışlarla karşılık bulmuş.

Gelelim, Bank Asya meselesine.

Doları fırlatan nedenlerden birisi de bu.

Bank Asya, bilindiği gibi cemaat tarafından kurulmuş bir finans kuruluşu.

Daha çok, cemaatin ve bağlılarının para hareketlerine hizmet eden  bir
görüntüsü var.

Hükümet, bu bankaya el koymadı ama yönetimini değiştirdi.

Rasyosunda, el koymayı gerektirecek bir sorun tespit edilmemiş olmalı
ki bu yola gidilmiş.

Banka, bütün ısrarlı taleplere rağmen, 122 kurucusunun ismini vermemiş.
Yönetimine el konularak, yaptıkları “gizli işler” ortaya serilmek
isteniyor besbelli.

Bundan sonra banka ile ilgili yeni  ve çarpıcı iddiaları yandaş
medyanın bültenlerinden okuyabiliriz.

El konulma hadisesi, bundan sonra olabilir.

Ardından, Zaman ve Samanyolu TV’ye de el konulacağı yönünde iddialar var.

Kiziroğlu Mustafa bey n’apar derseniz;

“Bir atı var ala paça; Peh! Peh! Peh!”

“Zor beyin oğlu!” “Zor beyin oğlu!”z